2000’li yıllarda Türkiye’de hukuk reformları ile eşitlikçi hukuki düzenlemeler yapılmış ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi bakımından önemli adımlar atılmıştır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet konusunda yaptırım gücüne sahip ilk uluslararası insan hakları sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi 2014 yılında yürürlüğe girmiş, bunun öncesinde de iç hukuk 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile düzenlenmiştir. Ancak bilindiği gibi, 2021 yılına gelindiğinde bu süreç tersine dönmüş, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiği duyurulmuştur. Çalışmada Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadeledeki tutarsızlık değerlendirilmeye çalışılacak, bu süreçte uluslararası hukuk eksenini terk etmeye başlayan hukuk politikası ve kadına yönelik şiddetle mücadeledeki yeni muhafazakâr yaklaşım Sözleşme’nin uluslararası hukuk bakımından fesih tarihinde ilan edilen Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele IV. Ulusal Eylem Planı çerçevesinde tartışmaya açılmaya çalışılacaktır.
After the Istanbul Convention: A Review on IV. National Action Plan for Combating Violence Against Women
In the 2000s, egalitarian legal arrangements were made in Turkey with legal reforms and important steps were taken for preventing violence against women. The Istanbul Convention, the first international human rights convention with sanctioning power on violence against women and domestic violence, entered into force in 2014. However, as it is known, this process was reversed in 2021 and it was announced that Turkey had withdrawn from the Istanbul Convention. In this study, the inconsistency in the legal struggle against violence against women in Turkey will be evaluated. The new conservative approach will be discussed within the framework of the IV. National Action Plan for Combating Violence Against Women was announced on the date of the abolishment of the Convention in terms of international law.