Bu makale kapitalist büyüme ekonomisine karşı sunulan alternatif yaklaşımlar olarak adlandırılan üç yaklaşım hakkındadır: Yeşil Yeni Düzen, Küçülme ve Dayanışma Ekonomisi. Ekofeminist ekonominin bu üç yaklaşıma da katacağı çok şey olmakla birlikte bu katkılar henüz idrak edilmekten uzaktır. Yeşil Yeni Düzen, genel itibarıyla, ekonomik başarısını sanayi üretiminin ekolojik yeniden yapılandırılması üzerine kuran yeşil ekonomiyi temsil ediyor. Küçülme yaklaşımı ise temel olarak maddi zenginlik ile bireysel ve toplumsal refah arasındaki ilişkiye dair sorular ortaya atıyor. Dayanışma ekonomisinin ilkeleri işbirliği ve kendi kendini belirleme ilkelerinin derhal uygulamaya sokulması taleplerini içeriyor. Ancak bu yaklaşımların hiçbiri ekofeminist ekonominin iddialarını dikkate almıyor ve hiçbiri toplumsal cinsiyet eşitliğinin ekonomik dönüşüm için ne kadar hayati olduğunu görmüyor. Halbuki bu üç yaklaşımın her biri, toplumsal yeniden üretim alanında kadınların emeğine dair varsayımlar üzerine kurulu olduğundan dolayı son derece toplumsal cinsiyet temelli yaklaşımlar. Bu makale ekofeminist ekonomik ilkelerin dahil edilmesiyle birlikte her bir yaklaşımın nasıl gelişebileceğini ve böylelikle toplumsal cinsiyet eşitliği iddiasını da yerine getirebilecek ekonomik dönüşüme nasıl ulaşılabileceğini gösteriyor.